Haber

Psikologlar Dilan Polat ve Engin Polat’ın gösterişli hayatlarını sergilemesine yorum yaptı: “Hindivision”

Dilan ve Engin Polat’ın yıllardır sosyal medyada yer almasına rağmen son yıllarda artırdıkları gösteri hala insanlar tarafından alayla, kıskançlıkla ya da şaşkınlıkla karşılandı. Ancak satın alma gücünün azalması kıskançlık ve aşağılanma duygularını artırıp hakaretler devreye girince, yankılar artarak yayıldı, medya konuya hakim oldu ve beklenen son geldi. Peki bu sonucu görmezden gelip büyük bir körlük ve özgüvenle hareket eden Polat çiftinin psikolojisi hakkında uzmanlar ne dedi?

Kültür kodlarımızda “Yalansız söz olmaz, haramsız zenginlik olmaz” sözü meşhurdur. Sermayenin düşmanı olmasak bile sorgulama devreye giriyor.

Aslında bu durum dünyanın her yerinde böyledir. Klasik anekdottaki gibi: David Rockefeller’a sorulduğunda, ‘Benden kazandığım ilk milyonun hesabını istemeyin, sonrasında kazandığım her kuruşun hesabını verebilirim’ dedi. Dilan ve Engin Polat çiftinden de, ister matematik bilgisinden, ister imaj çalışması eksikliğinden kaynaklansın, pervasızca harcanan, pervasızca ve fahiş rakamların verildiği bu servetin hesabı sorulmuştu. Beklendiği gibi ‘sadece çok çalışmakla, zekayla ve ticari dehayla’ sıfırdan gelmenin mümkün olmadığı bir kez daha görüldü.

Fitili ateşleyen bu uçaktı. Dilan Polat’ın doğum günü için kiralanan uçağın satın alındığı açıklandı.

‘Uçak almak için ne yapıyorlar?’ denildi. Dilan Polat da ‘istersek alırız piçler’ diyerek kameraya tükürdü. Bunun üzerine gazeteciler sorular sormaya başladı ve ticaret kayıtları ortaya çıktı.

Peki psikologlar Dilan ve Engin Polat çiftinin gösterişli hayatını sosyal medyada nasıl yorumladı?

BBC Türkçe’de Burak Abatay’ın röportaj yaptığı psikologlar Polat çifti hakkında yorum yaptı.

Dilan Polat, Armağan Çağlayan’ın YouTube programı Gör Beni’de sosyal medya hayatını şöyle anlattı: “Bu benim hayatım. Ağladığımda, güldüğümde, başım derde girdiğinde, para harcadığımda paylaşırım. “Bu benim hayatım” dedi. Bu sözlerden yaklaşık 1,5 ay sonra kara para aklama ve daha birçok suçlamayla tutuklandı.

Her ne kadar “Sosyal medya fenomeni değilim, iş kadınıyım” dese de eşi Engin Polat’la birlikte sosyal medya hesapları oldukça profesyonelce yönetilmiş, lüks ve gösterişli hayatları “paylaşımlarının” ana karakteri olmuştu. Paylaşımları kamuoyunu uzun süre meşgul etti.

Instagram ve TikTok’ta milyonlarca, Twitter’da da yüzbinlerce takipçisi bulunan Dilan Polat’ın paylaşımlarında altın tozuyla Türk kahvesi, eşine çiçek şeklinde dolar ve eurolarla süslenmiş hediyeler, açma pırlantalar, helikopter çeşitleri ve kuryeye altın verilmesi.

Uzman psikolog Cemre Soysal, sosyal medya kullanıcılarını paraya olan ilgilerine göre üçe ayırıyor:

  • Birincisi doğrudan sosyal medyadan para kazanan insanlar,

  • İkincisi, para kazandığı konuyu/çalışmasını sosyal medyada sunanlar,

  • Üçüncüsü ise sosyal medyadan popülerlik yaratarak para kazanmaya çalışanlar var.

Dilan Polat, sosyal medya paylaşımlarının işinin bir parçası olduğunu söyledi.

İşletmesiyle ilgili bildirimlerin Instagram hikayeleri sayesinde milyonlarca kişiye ulaştığını belirten Polat, ‘Bu sayede şubelerime müşteri getiriyorum. “Ben ürünlerimin tanıtımını yapıyorum” dedi, “Sürekli ürünlerinizin tanıtımını yaptığınızda insanlar sizi izlemekten pek hoşlanmayabilir.” “Arada kendi hayatımdan kesitler paylaşmam lazım” dedi.

Psikolog Soysal, Polat çiftinin kibrinin yoktan var ettiğini, “Ben bir hiçken şu kadar para kazandım ve başardım. Bunu da görmelisiniz” bakış açısına sahip olduklarını belirtiyor.

‘Sosyal medya olmasaydı bile bunu başka yerlerde görürdük. Bu insanların yeni keşfedilen bir zayıflığı değil. “Sosyal medya normalde ulaşamayacakları insanlara ulaşmalarına olanak sağlıyor” diyen Soysal, bu bakış açısının sosyal medyada “umut” aşılayarak önemli bir kitle oluşturabileceğini savunuyor.

Özellikle pandemi sonrası ekonomik krizin de etkisiyle ‘fast food’ gibi ‘hızlı zenginleşme’ hayali ortaya çıkarken, Polat da bu hayali mümkün kılıyor.

Soysal, ‘Beş yıl önce hiçbir şeyimiz yokken bir anda altın rengi kahveler içmeye başladık. Bu insanların konuşma tarzları, evlerinin küçük yerlerinden yakaladıkları detaylar, sanki halkın önüne geliyormuş gibi yaptıkları şeyler. Halkın giydiği pijamaların aynısını giymiş gibi görünüyor. ‘Ah annem’ gibi sözlerle konuşuyor. Onların sözlerini kullanıyor. “Bu da takipçilerine ‘Paraları çok ama onlar da bizim gibi’ hissini veriyor” diye değerlendiriyor.

Doç. Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sinan Alper, Dilan ve Engin Polat çiftinin kara para aklama suçundan gözaltına alınmasına ilişkin nihai bir kararın bulunmadığını hatırlattı.

Narsisizm, psikopati, Makyavelizm ya da sadizm gibi özelliklerin az da olsa varlığının kişilerin yasa dışı yollara yönelmesine neden olabileceğini söyleyen Alper, “Bu işlere girmenize neden olan kişilik özellikleri sizi buna da hazırlıyor.” yıkılmak.” Bu özellikler aşırı gösterişli olmaya, insanları ezmeye yol açabileceği gibi, şatafatlı görüntülerinizi izlerken hissedilenlere karşı duyarsız kalmanıza, eleştirilere daha yüksek sesle yanıt vermenize de yol açabilir.

İnsanlar neden gösterişli hayatlarını sergileme ihtiyacı duyarlar?

Cemre Soysal’a göre bu durum insanların parayla olan ilişkisinden kaynaklanıyor. Bu durum Çiftlikbank ‘Tosuncugu’ Mehmet Aydın veya Dilan Polat için de geçerli. ‘Türkçe’de ‘upstart’ dediğimiz bir tabir var. ‘Gördükleri hiçbir şey yok, para bu insanların hayatında, görmediklerini kapatmak için bir makyaj malzemesi gibi var.’

“Paranın insan iştahı üzerinde öyle bir etkisi var ki.”

Soysal, paranın kalkınma üzerindeki etkisini de şöyle açıklıyor: ‘Paranız olduğu zaman, zamanla neler yapabileceğinize ve onu neleri araç olarak kullanacağınıza dair vizyonunuz gelişiyor. Bu yavaş yavaş gelişecek bir şey. Bir bitkiyi hızlı büyümesi için normalde ihtiyaç duyduğu miktardan beş kat daha fazla sularsanız, o bitki çürür. Sağlıklı büyümesi için zamanında sulamanız gerekir. ‘Paranın insan iştahı üzerinde öyle bir etkisi var ki.’

Sinan Alper, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türk kültüründe de gösterişin gizli bir değer olduğunu söylerken, “Göz önüne koymayalım, nazara değer” gibi kültürel kodlar Polat’ın tutumuyla taban tabana zıttır. Çift, “Burada bireysel bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor gibi görünüyor” diyor.

Yasadışı yoldan para kazananların mümkün olduğu kadar saklanmalarının beklendiğini belirten Alper, çoğu zaman bunun tersinin yaşandığını söylüyor. Kişinin kanunları göz ardı etmesini sağlayan özelliklerin performans göstermeye yol açtığını belirten Alper, ‘Aynı özellik bir yandan suç dünyasında başarıyı getirirken diğer yandan da yakalanma olasılığını artırıyor çünkü başı çok fazla, çift yüzlü bir madeni para gibi.

Gösterişli hayatlarını sosyal medyada paylaşan insanların bir noktadan sonra yumurta-tavuk denklemine dönüştüğünü söyleyen Cemre Soysal, şöyle konuştu: “Görünmek, tanınmak, tanınmak onlar için bir ödül anlamına geliyorsa bunu yapmaya devam ediyorlar. Bu ödülü aldıkça daha da artıyor. Bir noktadan sonra bu zaten oluyor.” Görünürlüğüyle para kazanmaya başlıyor ve sosyal sermayeden sermaye sermayesine dönüşüyor.”

Son olarak Sinan Alper, pek çok kişinin gösterişli yaşamı sosyal medyaya yansıtabilme potansiyeline sahip olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bunu pratikte gözlemleyemeyeceğiz çünkü bu kadar zengin insan çok az.”

ipsalahaber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu